Çok Değerli Dernek Başkanları ve Üyeleri, Kıymetli İşadamları,
Güzide Basınımızın Değerli Mensupları,
Çok kıymetli vatandaşlarım, Değerli Misafirler, Bayanlar ve Baylar

Hepimizin bildiği gibi, Ramazan ayı insanlarımızın kalplerini birbirine yaklaştıran, komşuluk, akrabalık kardeşlik duygularını arttıran kutsal bir aydır. Sosyal dayanışma ve yardımlaşma geleneğinin en güzel örneklerinin sergilendiği Ramazan ayında hoşgörü, paylaşma ve kardeşlik duyguları her zamankinden daha yoğun yaşanmaktadır.
Bu vesile ile doğruluk ve dürüstlüğün, paylaşmanın, dayanışmanın, barış içinde birlikte yaşamanın insani erdemler bağlamında üstün değerler olduğunu bir kez daha hissederek, aynı zamanda kendimizi bu erdemlerle donatma irademizi bir kez daha yenilediğimiz bir aydır.
Bu manevi olgunluğu fırsat bilerek çekişmeleri, dargınlık ve kırgınlıkları bertaraf etmeli, sevgi ve saygı ortamının oluşmasına, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesine, tüm insanlığın barış ve huzur içerisinde olmasına çaba göstermeliyiz.
Ramazan ayı sadece Müslümanlar arasındaki ilişki ve duyarlılıkların değil, aynı zamanda hangi ırk ve dinden olursa olsun, komşu ve çevremizle ilişkilerimizi yoğunlaştırmanın, karşılıklı saygı ve anlayışı geliştirmenin bir imkanı olarak da değerlendirilmelidir.
Bu mübarek ayda, İslam dininin evrensel mesajlarını, barış, dayanışma, dostluk, kardeşlik gibi güzel hasletlerini en iyi şekilde yaşamanın gayreti içerisinde oluruz. Kutsala saygı çok önemli bir erdemdir. Bu, tüm insanlık alemi için de geçerlidir.

Çok Değerli Misafirler,
Ramazan ayı sevgi ve saygının yanında, aynı zamanda hoşgörünün de yoğun bir şekilde yaşandığı, farklı dinlere ve kültürlere mensup insanların biraraya geldiği, güzel sohbetlerin yapıldığı ve insanların birbirlerini tanıma, anlama ve kaynaşma imkanlarının görüldüğü bir aydır.
Toplumsal barışın temelinde “hoşgörü” bulunmaktadır. Toplum içinde “hoşgörü”, farklı olanı olduğu gibi kabul etmek ve ona saygı göstermektir. Bu, şüphesiz Türk toplumu için olduğu gibi, Alman ve tüm toplumlar için de geçerlidir.
Bu manada, hangi inançtan, hangi mezhepten, hangi etnik köken veya siyasi görüşten olursa olsun, Almanya’daki Türk toplumunun her kesimi bizler için aynı önemdedir ve bizler her kesime aynı yüksek değeri vermekteyiz. Bizi birbirimize bağlayan ortak noktalarımız bizi farklı kılan niteliklerimizden her zaman daha baskın olmuştur.
Bir Toplum içerisinde farklı görüşler, hatta anlaşmazlıklar tabii ki olabilir. Ancak, karşılıklı anlayış, saygı ve hoşgörü çerçevesinde tüm sorunlarımızı birlik ve beraberlik içerisinde çözebileceğimize inandığımı belirtmek isterim.

Kıymetli kardeşlerim,
Artık ikinci vatanınız haline gelen Almanya’da, sizlerin hür ve eşit bireyler olarak bu toplumda hak ettiğiniz yeri almanız bizlerin de önem verdiği hususların başında gelmektedir. Hem Almancayı hem de Türkçeyi mükemmel derecede bilen, iyi eğitimli, sosyal ve toplumsal konulara ilgi duyan ve müdahil olan, aynı zamanda kendi örf ve adetlerini, geleneklerini yaşayan bireyler, nesiller hepimizin arzusudur.
Bu yolda yürürken karşılaşacağımız engeller, ayrımcı ve önyargılı davranışlar, hatta ırkçı yaklaşımlar bizleri yıldırtmamalı ve cesaretimizi kırmamalıdır. Tüm bu engeller yine birlik ve beraberlik içerisinde aşılabilecektir.
Dostlukların sevgi ile beslendiği bu kutsal Ramazan ayında tüm insanlığın gönlünün kardeşlik ve barış duygularıyla donanmasını temenni ediyor, burada bulunan herkesi muhabbetle ve içten bir şekilde selamlıyorum.
Onbir ayın Sultanı Mübarek Ramazan ayı vesilesiyle düzenlediğimiz iftar soframıza iştirak ettiğiniz, bizi onurlandırdığınız için teşekkür ediyor ve hepinize hoşgeldiniz diyorum.
Geleceğin çok daha güzel, barışçı, huzurlu ve kardeşlik içerisinde bir dünya getirmesini diliyor, özellikle Türkiye’miz ve bölgesinde son aylarda yaşanmakta olan gelişmeler ve olaylar bağlamında en kısa zamanda tekrar barışın ve huzurun tesis edilmesini ümit ediyorum.
Ramazan ayınız mübarek olsun. Afiyet olsun.